Sevgili okuyucular...
Nostaljik Türk Sineması blogunu sürekli takip eden arkadaşlara hem bir selam edeyim hem de ufak bir açıklama yapayım dedim... Her gün düzenli olmasa da haftada en az iki yeni yazı eklediğim bloguma (tam bu kısımda yıllık iznimi kullandığım için demek isterdim ama boş tabii :)) işlerimin yoğunluğu dolayısıyla yaklaşık on gündür vakit ayıramadım. İçim bu konuda hiç rahat değil, çünkü ziyaretçilerin sürekli yeni şeyler görmek istediği , küflü, naftalinli ama bir o kadar da eğlenceli ve ilginç bir yer burası. Sanki benim bir görevim var ve ben onu ihmal etmişim gibi hissediyorum inanın. Üstelik sadece kendi bloguma değil, Sinematik'e de bir yazı hazırlamam gerekiyor ( bu gece rüyamda o yazıyı yazıyordum hatta, teallamm...). Diyeceğim o ki; yakın bir zamanda yazılara, fotoğraflara, bilmecelere, repliklere kaldığımız yerden devam edeceğiz inşallah...
Güzel bir foto ile huzurlarınızdan ayırılırken, en çilek sevgilerimi göndermeyi bir borç bilirim... büyüklerin ellerinden, küçüklerin yanaklarından öperim... Beni bekleyin anacığım :)

Rahmetli Hüseyin Baradan abimiz... Kötü adam, sevimli adam... Bıyıkları ile karizmatik adam. Fırsatınız olur ise, kendisinin yazdığı "Bu Gözler Neler Gördü" kitabını okumanızı tavsiye ederim.
Bekliyoruz anacığım :)
YanıtlaSilSiyah Beyaz'ın güllerindendir bakmayın kötü adam olduğuna..
YanıtlaSilÇAbuk gel bu arada nadir rastlanan bloglardan biri olması buranın daha bir aç bırakıyor insanı..
YanıtlaSilSevgili Ç(D)ilek olsun bekleriz, belki dolu dolu gelirsin.
YanıtlaSilYine de pek ihmal etme buraları
Sevgiler
sevgili taylanov,bloguna vize alamadım :) hayırdır.
YanıtlaSil@yaşamın kıyısında: sevgili yaşamın kıyısında, aklım hep burada:)yüreklendirici zarif desteğin için teşekkürler:)
YanıtlaSil@recep hilmi: burayla ilgelenemiyorum ama kelimeleirn soyağacını ilgiyle takip ediyorum...ensendeyim :)
Bana hiç de öyle gelmedi vallahi. Yalan söylemeye gerek yok :) Son yazıyı yazalı 2 gün oldu ve senin sorduğun bir kelimeyi yazmıştım ama bu da demektir ki sen 2 gündür gelmiyorsun...
YanıtlaSil@recephilmi:) ya ben bu kadar gelebildiğime şükrediyom kardeşim:)keşke her gün her gün takip edebilsem sevdiğim yerleri... takipteyim derken mutlaka bakıyorumu kastettim :) alla alla :) bekle geliyorum :)
YanıtlaSilŞaka yapıyorum ya. :) Farkındayım bloguna bile uğrayamıyorsun doğru düzgün...
YanıtlaSilevet karizmatik ama adamın şansına hep ikinci rollerde ve kötü adam rolünde oynadı...oysa ne güsel ve masum gülmüş.türkan şoray ın kör balıkçı kızı rolünde olduğu filimde ona tecavüz eden adam rolündeydi.türkan onu kopan düğmesinden tanımıştı dimi...hemen o geldi aklıma
YanıtlaSil@hülya konar: sevgili hülya, evvela bloga hoşgeldin :) nostaljik türk sineması karşısında içi içine sığmayan , şu da vardı burası da vardı diyen arkadaşları gördükçe çok memnun oluyorum. katkılarının devamını dilerim.
YanıtlaSilkopan düğme hikayesi zaten başlı başına bir tez konusu bence :))