29 Kasım 2009

ACI HAYAT (1973)



"Cüneyt Arkın'ın dünyayı kurtarmadan önce Filiz Akın'la çevirdiği acıklı bi Türk filmi. Kerem ile Ebru isimli iki genç birbirine aşıktır lâkin öğrenirler ki düşman aile çocuklarıdır. Olmazdır. Napıcaklardır? Beraber intihar edip huzuru ölümde bulacaklardır."

(Ekşi sözlük- very irish person)
:))

Evet kısaca filmin konusu bu.

Geçenlerde TNT filmi verince keyifle zilyonuncu kez tekrar izledim. Oh iyi yaptım.

Fuat Özlüer'in senaryosunu yazdığı ve Orhan Aksoy'un yönettiği 1973 yapımı filmde başrolleri Cüneyt Arkın ve Filiz Akın paylaşıyor. Cüneyt Arkın'ın melodram filmlerine bayılan biri olarak, Akın&Arkın ikilisinin bir diğer sevdiğim filmi de Küçük Sevgilim'dir eklemeden geçmeyeyim dedim.

Gelelim konuya;

Çeşitli zamanlarda sürekli yolları kesişen Ebru ve Kerem (misal Cüneyit abim ormanda atla, Filiz ablam orman yolunda arabayla yarışırken, bale gösterisinde, maskeli baloda vs.) sonunda sevgili olurlar. Nasıl da naif bir aşktır onların ki. Evlenme kararlarını ailelerine açarlar, ne var ki iki aile karşı karşıya geldiklerinde efendime söyleyeyim tee 100 yıl kadar öncesine dayanan bir düşmanlıkları olduğu kabak gibi meydana çıkar. Düşmanlığınız batsın deriz seyirci olarak . İki genç evlenmekte kararlıdır, Ebru'nun ailesi (baba rolünde
Atıf Kaptan, anne rolünde Gülistan Güzey) apar topar onu yakınları olan Bahri'ye (Bülent Kayabaş) vermeye kalkışır. Ebru nikah günü ortadan toz olur. Bahri bunu gururuna yediremez bittabi.

Gençler yıldırım nikahıyla evlenir, Ebru'nun kürkle bezeli hoş gelinliği üzerinde olduğu halde soluğu Uludağ'da alırlar. Doğru Otel Beceren'e. (Onun da üstünü sansürlemişler filmde, reklama girer diye. Yine de siz benden duymuş olmayın). Basarlar otelin ziline, basarlar da basarlar (otelin zili mi olur yahu?) , otel sahipleri tombiş Osman abi (
Necdet Tosun) ve tombul karısı Fahriye abla (Mürüvvet Sim) yeni gelen misafirlerini can-ı gönülden karşılarlar. Otel henüz sezon açılmadığı için bomboştur . Mesut (Kayhan Yıldızoğlu) ve Garip (Sami Hazinses) de on parmağında on marifet iki otel çalışanıdır, misal mutfakta sucuk pişirebilmekte, toz almakta, oda temizlemekte aynı zamanda da keman ve akerdeon çalabilmektedirler.

Böyleyken, iki sevgili balaylarını bu sevimli ve samimi insanların yanında mutlu mesut geçirirler. Şarkılar türküler söyler, halay çeker, kadeh kaldırırlar. Derken Kerem şehre giyim kuşam almaya iner. İşte o sırada Bahri , iki adamıyla birlikte gelip oteli basar (onca otel içinde elleriyle koymuş gibi direkt Otel Beceren'i bulurlar hayret). Ebru'yu saçından sürükleye sürükleye arabaya götürmeye kalkışır. Hani o alışkın olduğumuz "dağa kaldırma" olayı burada "şehre indirme" biçimde vukû bulur. Tam Ebru'yu arabaya atmışken, Kerem çıkagelir. Bahri gözünü kırpmadan Kerem'i vurur. Kerem 3 kurşun yarası alır almasına ama her bir kurşunda ayağa kalkar, şöyle bir döner düşer, kalkar, döner düşer... sonunda yığılır.

İşteee, bundan sonrası acı. Ebru sinir krizi geçirir. O halde bile Bahri öküzü kızın ırzına da geçer. Ebru kafayı sıyırır; ki Kerem'i de öldü sanmaktadır. İlerleyen sahnelerde Ebru'yu , bahçesinde Rodin'in "Düşünen Adam" heykelinin bulunduğu ünlü Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesinde bir hücrede görürüz. Tedavi adına tüm kılcal sinirlerini varana da yakarlar (kılcal sinir :) sevdim bunu) . Başından elektrik verirler, ok işaretine benzer bir çarmıha gerip döndürürler... Böylece zihni allak bullak olur. O sinirlerini yaktıradursun, Keremcik de bir başka hastanede tedavi görmektedir. İki sevgili de kendinde olmadıkları anlarda birbrilerinin isimlerini sayıklarlar. (Meraklısına; sinir tedavisine benzer bir sahneyi Sonbahar Rüzgarları filminde Türkan Şoray'a da yaparlar).

Sonunda Ebru, Kerem'in aslında ölmediğini öğrenir. Kerem'in de yaraları iyileşmeye yüz tutmuştur. Bandajlar daha üstündeyken kolundaki serumu koparır atar, hemen yanıbaşındaki askıdaki elbiselerini giyer ve hastaneden fırlar, sevgilisini bulur. (Ben de hastanede yattım abicim ama hiç serumu çıkarmaya cesaret edemedim, ayrıca giysilerimi de dolaba çekmeceye koymuşlardı :)... Demek istediğim anlattığım bu sahne bir Türk filmi klişesidir arkadaşlar).

Ebru, Kerem'e tecavüze uğradığını söyleyince, Kerem gider Bahri'yi vurur. İki aşık için atî artık karanlıktır. Kavuşsalar ne olacaktır. Ebru'nun mapushaneye don atlet fanila götürecek takâti zaten yoktur. En güzel yol birlikte ölüme gitmektir.

Şimdi dalgayı kesiyorum. Filmi her izlediğimde ben bu sahnenin içtenliğinden, sıcaklığından çok etkilenirim. Aşıklar, balaylarını geçirdikleri Uludağ'a giderler. Otelin önüne geldiklerinde arabadan çıkmaz, dondurucu soğuk onların bedenine tatlı bir sıcaklık verinceye dek birbirlerine en güzel sözleri fısıldarlar. Sabah olduğunda artık o arabada iki aşığın birbirine sarılmış cansız bedeni bulunmaktadır sadece.

Of be... Gene tüylerim diken diken oldu. Fırsat bulursanız izleyin derim, kaçırmayın.

27 Kasım 2009

Bayram Ola :)



Çilek'in Dünyası tüm inananların Kurban Bayram'ını en içten çilekleriyle kutlar efendim :)

İyi Bayramlar...



Bayram hediyesi olarak size Sevda Aktolga'nın sıcacık gülüşünü verebilirim diye düşündüm :)
İçim daha da açılsın diyorsanız facebookda Sevda Aktolga grup sayfasını adres gösteriyorum.

Not: Sadece telefonla ulaşanlara kızmayalım, yarım elma gönül alma... Mesaj atanları ise kaynar kazana atın gitsin :)

25 Kasım 2009

ON DAKİKA ARA

Benim için, ülkedeki en güzel en kapsamlı sinema sayfası olan Yeni Şafak Sinema Sayfası'nın editörü değerli ağabeyim , sinema yazarı Ali Murat Güven sağolsun bendeniz Çilek'in kendi halinde blogu Çilek'in Dünyası'nı yine taltif etti. Çok da haketmediğim (tembellikten haa başka bişeyden değil) bu latif hediyeyi tabi ki sizlerle paylaşmak ayrı bir zevk, orası kesin :)

Ali Murat Güven diyor ki, Çilek'in Dünyası'nı SIK KULLANILANLARA EKLE

Sitenin Adı: "NOSTALJİK TÜRK SİNEMASI / ÇİLEK'İN DÜNYASI"

İnternet Adresi: http://cilekindunyasi.blogspot.com/

Kurucusu ve Yürütücü Ekibi: Dilek Gürses

Kuruluş Tarihi: Şubat-2007

Uzmanlık Alanı: Ağırlıklı olarak 1960'lar ve 1970'ler dönemi Türk filmleri... O dönemin oyuncu, yönetmen, yapımcı, kameraman ve senaristlerine dair tanıtıcı yazılar... Unutulmayan Yeşilçam başyapıtlarının özgün afişleri ve lobi fotoğrafları... Seyircinin asla göremediği, çoğu kameraların gerisinde yaşanmış hoş anlara dair ilgi çekici anekdotlar ve hatıralar...

En Önemi Özelliği: Benzerlerinden farklı olarak, sadece kuru kuruya konu aktarımına başvurmadan, nostaljik Türk filmlerinin öyküleri, replikleri, yönetmen, senarist ve oyuncularına ilişkin olarak vaktiyle gözlerden kaçmış küçük ayrıntıların esprili bir dille sunumu... Okurlarından gelen soru, istek ve bilgilendirmelerle sürekli zenginleşen bir içeriğe sahip olması...

Ali Murat Güven'in Kısa Yorumu: İnternetteki sinema sitelerinin en kendine münhasır olanlarından biri… Klasik dönem Yeşilçam'ına tutkuyla bağlı genç ve çalışkan bir sinemasever hanımın (Sanal âlemde "Çilek" lâkabıyla tanıdığımız sinema tarihi araştırmacısı Dilek Gürses) gayretleriyle ortaya çıkan, kendine özgü bir dil ve duruş oluşturabilmiş nadir adresler arasında yer alıyor. Üstelik, henüz iki buçuk yaşında olmasına rağmen, bu kadar kısa bir sürede öylesine popüler olmayı başardı ki yalnızca Türk sineması meraklıları tarafından değil, ele aldığı dönemlerde zirvede olan profesyonel oyuncu ve yönetmenler tarafından da dikkatle takip edilmekte…


Reklamları dinlediniz, şimdi ne yapıyoruz, dağılıyoruz :)

22 Kasım 2009

"Türk Filmi İzlemek İstiyorum, Hemen" diyenler için

Yazılarımdan birine gelen bir yorumda tanıdım Urfalıyı . Az önce hem de. Yeşilçam seven bir kimse olarak birşeyler yapmaya çalışmış ki; buna amme hizmeti dedim ben. Özetle; Türk filmlerinden oluşan bir arşivi var(o arşiv genişlerse sevinirim :)) , onları türüne göre de ayırmışlar. Dilerseniz "tür"den dilerseniz alfabetik sıradan aradığınız filmi buluyor , tıklıyor ve izlemeye başlıyorsunuz.

Açıklamasında şöyle demişler :" Bir fikirden doğan site, neden eskisi gibi filmler yapılamıyor, o kadar imkan olmamasına rağmen yeşilçam ne harika filmler çıkarmış...
Sitemiz, tekrar yeşilçam hatırasını canlandırmak için yayın hayatına geçip bu eksikliği bir nebze de olsun azaltma çabasındadır.

Filmlerin telif hakları olup, her hakkı yapım şirketlerine aittir.
Biz site olarak, sadece filmlerin linklerini almışız. Sunucumuzda filmler mevcut değildir. Video.google, video.yahoo, youtube, megavideo vb gibi sitelerden alıntı yapılmıştır.

Filmlerle ilgili şikayetleri bu video sitelerine yapınız, filmlerden sitemiz sorumlu tutulamaz.

Sitemizde; müstehcen, adult, erotik filmler yoktur..."

Ben de aynen aldım, size iletiyorum.

şimdi hemen gidip kendime bir film seçeyim :))

Sen de tıkla ve izle http://www.myurfa.com/