4 Ocak 2008

Yeşil Köşkün Lambası


Başrollerinde Belgin Doruk ve Ekrem Bora'nın oynadığı Yeşil Köşkün Lambası filminden kısacık bir replik beni bu yazıyı yazmaya sevketti. 1960 yapımı film, izlediğim en sıkıcı , üstüne üstlük uzun Türk filmi. Bindokuzyüz otuzlarda geçen bir konuya sahip filmde kavuşmaları için türlü badireler atlatan Şükran ve Kemal'in aşkları anlatılıyor. Kemal, genç bir binbaşıdır. Şükran ise Harbiye Nazır Halim Paşa'nın kızı. Kemal'in sesi çok güzeldir (ki filmde şarkıları seslendiren Alaaddin Yavaşça'dır) yeşillikler arasında şarkı söylerek dolaştığı bir gün Şükran ona bir oyun oynamaya karar verir. Başlarda Şükran'ın binbir naz ve eda ile başlayan ilişkileri tutkulu bir aşka dönüşecektir.

Film sıkıcı ama Kadir Savun, Avni Dilligil, Ekrem Bora ve Nubar Terziyan'ın gencecik hallerini izleme fırsatı veriyor. Avni Dilligil henüz göbekli, Nubar Terziyan ise dede değil :)

Belgin Doruk'un, uğruna ilk eşi Faruk Kenc'i terkettiği ikinci eşi Özdemir Birsel'in sahibi olduğu Birsel Film adına çekilmiş bu film.

Gelelim benim hoşuma giden repliğe. Hani bilfik Türk filmi klişeleri vardır ya "Kötüsün sen kötüüğğ" veya " Kenarın dilberi sen de hıh" tarzında. İşte burada da o tat var sanki. Esas kızımız Şükran, Kemal'in ona ettiği iltifatlar karşısında "bu sözleri ettiğiniz kimbilir kaçıncı kızımdır ben, dilediğiniz şarkıyı söyleyiniz" tarzında bişeyler söyler. Kemal bu sözlere çok alınır ve :

- Rica ederim Şükran Hanım... Beni basit bir Direklerarası şarkıcısı yerine koydunuz

der.

Öldürmek için bir vaktiniz var ise, buyrun izleyin derim ben.

Hiç yorum yok: