31 Ekim 2007

Uyu Yavrum NİNNİ Uyutayım Seni

İlk duyduğumdan beri çok sevdiğim bir şarkıdır. İlk duyduğum yer de Cüneyit abimizin Cemil filminin açılış sahnesidir. Sahilde koşan sarışın kadın...

Ailemizin cücülogu Gökay Gelgeç'in , Cemil'in yönetmeni Melih Gülgen ile yaptığı röportajdan öğrendiğime göre, Melike Demirağ'ın bu şarkısı filme tamamen tesadüf eseri dahil olmuş. O saate İstiklal'de yürümüyor olsaydı Melih Bey... belki başka olacaktı herşey. Ben sahilde koşan sarışın kadını hatırlamıyor olacaktım en azından :) Kainatta tesadüfe yer yoktur gerçi:)... Hikayenin devamına geçmeden önce ben bu güzel ninninin sözlerini aşağıya alıyorum; zira o kadar çok şey anlatıyor ki bana son günlerde...

uyu yavrum ninni
uyutayım seni
ninnilerle minnilerle avutayım seni
uyu güzel bebek uyu da büyü
bebek bir gün büyüyecek
söyleyecek bu ninniyi
uyu yavrum ninni uyutayım seni
masallarla ninnilerle avutayım seni
uyu sayın dinleyici uyutayım seni
aranjmanla maranjmanla avutayım seni
uyu yavrum ninni uyutayım seni
aranjmanla maranjmanla avutayım seni
şarkılarla türkülerle avutayım seni
uyu sayın seyirci uyutayım seni
renkli menkli sinemaskop avutayım seni
uyu yavrum ninni uyutayım seni
renkli menkli sinemaskop avutayım seni
seksi meksi filimlerle avutayım seni
uyu sayın okuyucu uyutayım seni
kuponlarla muponlarla avutayım seni
uyu yavrum ninni uyutayım seni
renkli menkli sinemaskop avutayım seni
çekilişle mekilişle avutayım seni
yahu bu ne biçim millet
kız ya davul çalıyor ya dümbelek
hiç bu gürültüde uyunur mu?
çocuğun uykusu kaçacak
uyu yavrum ninni uyutayım seni
davulumla darbukamla avutayım seni
kaşığımla zillerimle avutayım seni
uyu güzel yarim okşayayım seni
öpe öpe, seve seve avutayım seni
uyu yavrum ninni uyutayım seni
öpe öpe, seve seve avutayım seni
karagözle, güzel sözle avutayım seni
uyu güzel bebek uyu da büyü
bebek bir gün büyüyecek
dinlemeyecek bu ninniyi...
uyu yavrum ninni uyutayım seni
masallarla ninnilerle avutayım seni
şarkılarla türkülerle uyutayım seni
seksi meksi filimlerle avutayım seni
çekilişle mekilişle uyutayım seni
öpe öpe, seve seve avutayım seni

Hikayenin devamı için buraya tıkla

27 Ekim 2007

Gülen Gözler


Çilek'in Gülen Gözler yazısı Sinematik'de...

25 Ekim 2007

SineMüslim

Sinemaseverlere ve hatta şöyle söyleyeyim inançlı sinemaseverlere önerebilecek yeni bir site buldum. Yeni Şafak Gazetesi Sinema ekinin yazarı Ali Murat Güven'in tavsiye ettiği bu siteye ben de üye oldum.

Üyelerin kendi çektikleri kısa filmleri paylaştıkları, ortaklaşa kısa film çekimi yaptıkları, forum bölümü de bulunan sitede benim ilgimi en çok Hikaye Oyunları adı altında başlattıkları , nasıl demeli, bir oyun oldu. İlkokulda oynanan ; bir cümle yazıp, ikinci bir kişinin ilk cümleye bakıp bir cümle eklemesi, akabinde üçüncü kişinin bir önceki cümleye bakıp yine bir cümle eklemesi ile ilerleyen bir olay örgüsüne dayanıyor bu oyun. Bu yöntemle kollektif bir senaryo elde edilecek. Kullanıcıların henüz çok rağbet göstermediklerini gördüğüm bu oyun için üyelerden birinin "senaryo nasıl yazılır" konulu kısa ama çok güzel fikir verici bir de yazısına link veriliyor.

Henüz bir saatlik bir üyeliğim bulunan bu siteyi çok da ayrıntılı inceleyemedim ama tavsiye etmekte de bir sakınca görmedim.

Memleketimin içinden geçtiği bu zor dönemde SineMüslim'in sizi karşılayış şekli de çok güzel. İyi gezintiler.

Buradan buyrun SineMüslim

14 Ekim 2007

sigaramın dumanı...

trt gap açık bende şu an. turist ömer uzay yolunda oynuyor. hem de yeni başlamış :) sönmez yıkılmaz, kıçında bir leopar desenli don ile turisti kovaladı, ensesinden tuttu yakaladı :) sönmez yıkılmaz deyince hemen aklıma muhsin bey'de oynadığı rol geldi. kendini oynuyordu filmde. ev sahibinin geciken kiraları için onu ikna etmek en başlıca görevi idi.

sigarayı bıraktım da ben. ağustosun sonundan beri içmiyorum. nefesi ağzımdan değil de başka taraflarımdan almaya çalışınca , mecbur kalınca daha doğrusu bıraktım. şimdi yanımda bile içilse nefesim daralıyor, göğsüm hırlamaya başlıyor. ve ben bir astım bronşit hastasıyım ! ona rağmen sigara içen !!!

sigarayı aramıyorum. elimde durmasını arıyorum ya. elimi nereye koyacağımı şaşırıyorum artık. ne zor bişeymiş. artık bir kurşun kalem alıp onu kemireceğim galiba. sabah sabah ne sigara muhabbeti aman ya. misler gibi yağmur yağıyor, yolum uzun bugün. kimselerin sesime ses vermeyeceği bir yere gideceğim de bugün. el öpemeyeceğim, sarılamayacağım da ama gideceğim.

13 Ekim 2007

sabah kolajı

ehue ...

Bayramın ikinci günü bugün. Alışmışım ya bir kere , yine erkenden kalktım. Saat beş buçuk gibi ayaktaydım. Açtım televizyonu, kanalları geziyorum. Karşıma ne çıksa beğenirsiniz ? Baş Belası ! 1976 yapımı bir ilginç film. Çok uzun zamandır izlememiştim. Orospu çocuğu canum evladum diyen Sadri baba karşımda. Robert Widmark (Piç Riza/Fırlama Necmi) ve Humayun Tebrizyan ( Ayı Mehmet ) onlar da var. Humayun Tebrizyan'ı pek bilmiyorum da bu Robert abi , İtalyan imiş kendileri, üç dört filmde rol almış zamanında yeşilçamda. Bu filmin baş kadın oyuncusu da Gülşen Bubikoğlu. Filmlerin yapımcısı da Gülşen Hanımın eşi Türker İnanoğlu.


Karı kızla para yiyen, Babaların babasını dolandıran sonra da onun biricik kızı Ayşe'ye aşık olan Piç Rıza'nın maceraları anlatılıyor. Böyle mafya havası verilmiş bir komedi filmi. Baba'nın beceriksiz adamlarını yolculama töreni bile bir alem. Tepsi içinde gelen tabancalar, cenaze marşı eşliğinde diğer tarafa postalanan mafya üyeleri :) Kesinlikle izlenmeli.

Araya reklamlar girince başka bir kanala bastım bu sefer de Ayşeciğin "Hayat Sevince Güzel"i ile karşılaştım. Hani şu eğlentiye folklor kıyafeti ile gidip sosyetik zibidilerin aşağılamalarına maruz kaldığı bir sahne var. İşte oradan yakaladım. Kaz çobanı Ayşe, köylü şivesi ile konuşan Ayşe orda aşağılandıktan sonra teyzesine yalvarıyor beni adam et diye. Bir sonraki sahnede onu en bir moderen haliyle ve şehirli şivesi ile konuşurken görüyoruz. Adam etmek ne kolay ... Filmlerde bu değişime bayılıyorum ben.


Burada da reklamlar başlayınca bir zap daha yaptım. Cüneyit abimle Türkan sultanımın oynadıkları Aşk Mabudesi ! Cüneyit abim zengin, zevkli ünlü bir müzisyen... sonra gözleri kör oluyor. Türkan sultanımla kavuşamıyorlar. Oysa ki deli gibi seviyorlar birbirlerini. Ahh ki ahhh... Sabah sabah öyle bir ağzımın tadı gelmiş ki... Bayram şekeri mübarek :)

11 Ekim 2007

Bayram Gelmiş

Yarın bayram.


Şekerler, madlenler, baklavalar... karın ağrısı. Mendil, içindeki para. Belki lokum, çifte kavrulmuş. Kapının önüne dizilmiş boyalı iskarpinler, şeker kutuları, kolalanmış danteller ve tabi ki kolonya.

Bana hiç mendil veren olmadı çocukluğumda, eskiden mendilin içine para veya lokum konurmuş. Anneciğim bana böyle harçlık vermedi belki ama torunlarına verdi. Biz de yıllar sonra tanık olup o eski bayramların sıcaklığını yakalamaya çalıştık böylece.


Bayram çocuklara bayram. Yeni kıyafetler, ayakkabılar. Arife günü edilen banyo, boyu uzarmış çocukların annem öyle derdi :) Gece yatarken başucuna konan yeni ciciler. Ben böyle öğrendim annemden. Bayram namazından sonra evde tatlıyla karşılarız gelenleri. Ağızlarımızın tadı bozulmasın, tatlı yiyelim tatlı konuşalım diye. Bu gördüklerimi uyguluyorum, çocuklarıma da öğretiyorum.

Sabahtan beri düşünüyorum hangi Türk filmlerinde bayram sahneleri vardı diye. İlk aklıma gelen bir Sezercik filmi oldu. Sezercik Yavrum Benim filmi . Hani kötü kalpli üvey baba Erol Taş, minicik Sezer'i çalıştırdığı yetmiyormuş gibi bir de annesinin ona aldığı bayramlığı yırtıyordu. Zavallı ve hasta anne Hülya Koçyiğit de ağlıyordu. Filmimizin sonunda öz baba Ayhan Işık , Erol Taş'a bir kafa bir yumruk gömüp Sezercik'in ayağını öptürüyordu hani :)

Hey gidi be...

Bir de Ömer Lütfi Akad üstâdın üçlemelerinden biri, yanılmıyorsam Gelin'de bir kurban bayramı sahnesi vardır. Bayramda neşeli olalım değil mi... geçelim şimdilik Gelin'i... Gülen Gözlerle , Neşeli Günlerle sizi başbaşa bırakayım... sizin de gözlerinizin içi gülsün ışıl ışıl olsun... İyi bayramlar sevdiklerim...

10 Ekim 2007

oğlumun blogu : küçük fenerliler

yaba daba duuu...
kaan g.'nin artık bir blogu var çilekcanlar. benim bloguma heves etmiş "anne bana da yapalım mi bitane" diye sordu. tamam dedim. nelerden bahsedeceksin blogunda diye sordum. fenerbahçe'den , arabalardan dedi. böylece biz de küçük fenerliler adlı blogu oluşturduk. fenerliler dedik zira şimdi ozi g. de okuma yazmayı sökerse birlikte takılırlar :)

şöyle bir bakıyorum da , küçük fenerliler deyince sanki fenerbahçe camiasına hakaret gibi olmuş. ama alakası yok fenerli abileri ablaları, küçük olan benim bıdıcanlarım :)

ilk yazısını ben yazdım kaan g. adına. bundan sonrakileri o yazar... galatasaraylı annenin fenerli oğlunun blogudur bu çilek çilek...

meşesine bak odununu al
anasına bak oğlunu al :)

8 Ekim 2007

Cücülog Nedir ? Kime Denir ?

Dünden beri beni en çok güldüren terim bu : CÜCÜLOG .

Cüneyitim Arkınıma ben cücü derim de üzerinize afiyet. Ne de olsa adını unutan bir adam değil mi ? Koca Kurt'um benim, çocukluk idolüm... kız halimle :) Ha kendisi duysa uyuz mu olur, sever mi sevmez mi zerre fikrim yok. Uçan tekmeyi yersem sanırım yakinen anlarım.

Şimdi şöyle ki; SİNEMATİK'te meraklısına hitap eden çok güzel incelemeler var. Dosyalardan biri Cüneyt Arkın ve filimleri hakkında. Salt perdede veya ekranda gördüğünüzün ardında, aslında buz dağının görünmeyen kısmının olduğunu size anlatan, ağzınızı bir karış açık bırakan, manyak ayrıntılarla bezenmiş nefis yazıları yazan , bunları bizimle paylaşma lütfunda bulunan bir arkadaşımız var, iyi ki :) Gökay Gelgeç . Sinematik'in Yojimbooo'su , aynı zamanda blogun Cücülog'u :)



Yeni öğrendim ki şarkıcı Nilüfer de zamanında yeşilçam sokağından geçmiş ve üç filmde rol almış. Bir baktım filmlere; Melikşah, Ferhat ile Şirin ve Hakyolu . Hepsinde de başrolde Cüneyt Arkın oynuyor. Dedim acaba nasıldır bu filimler, heman Sinematik'in Legoman'i Utku'nun msn penceresini titrettim, meramımı anlatmaya başladım. Dedim durum bu, dedi dur seni cücüloga havale edeyim :)




Kendisi anlamadı belki ama ben o an ekran başında gülme krizi geçirmekle meşguldüm. Cücülog ! Nasıl daha önce aklıma gelmez ki böyle bişey ? Efendim neyse, sonunda aylardır yazılarını zevkle okuduğum blogdaşımla da tanışma imkanım oldu. Cücülog dedi ki; o filmler İran ortak yapımı, burada gösterilmemesi doğal, kopyası bile nerdeyse yok.


Sonra bizim sohbetimiz ilerledi, sandım ki karşımdaki gurbette doğmuş, cips kola çikolata yerine video filmleri ile beslenmiş büyümüş bir çılgın insan. Her Türk çocuğu mutlaka Cüneyt Arkın filmi izlemiştir. Sonra bir dönem bunu unutur veya üzerinde durmaz, lise yıllarında bu cücü sevgisi tekrar depreşir. Katılıyorum ben de:) Cücünün ailesi ile birlikte rol aldığı iki film olan Vatandaş Rıza ve Önce Hayaller Ölür filmlerinden tutun, çocuklarının nerede yaşadığına, Betül Hanımın zamanında beni telefondaki oyalamalarına varana kadar biraz dedikodulu biraz matrak hoş bir sohbet gerçekleştirdik.

İşte efendim , Cücülog, cücüyle ilgili ne sorarsanız sorun anında şak diye size cevabını yapıştırana derler. Cücüyü sevmeyen anlamaz dilinden, orası da var. Ama gün gelir de bir cücülogla karşılaşırsanız, sohbetin lezzetine varın, kaçırmayın derim.

2 Ekim 2007

Önder Somer



7 mart 1937 yılında istanbul'da doğmuş , türk sinemasının yakışıklı ama aynı zaman da kötü adamı olarak bilinen sinema sanatçısı . 16 mayıs 1997 günü geçirdiğ trafik kazası sonucu aramızdan ayrılmıştır.

bir türk sineması aşığı olarak benim de önder somer hakkında düşüncelerim var paylaşmak isterim...


renkli gözlerin, arkaya taranmış muntazam briyantinli saçların, ince bıyıkların, avrupai tipinle türk sinemasının yakışıklı, yakışıklı olduğu kadar da kötü adamıydın sen. hala emin değilim gözlerin mavi miydi, yeşil mi ? insanın yüzü bu kadar temiz, saf, iyiliksever bir ifadeye sahipken nasıl olur da bir kaş kaldırmayla dudağının kenarına haince bir gülümseme yerleştirmeyle , niyeti bozuk kötü bir adama dönüşür ?… dönüşürmüş.

küçüktüm… sen doktor olurdun, yakışıklı subay olurdun, yazar olurdun, kariyer sahibi ama gönlünün sultanını bulamamış adam olurdun, ehli namusa göz diken mazide kalmış ama bunu yedirememiş eski sevgili olurdun, gazoza ilaç atan kötü niyetli züppe olurdun, iyi niyetli de olsan ömercik tarafından sarı çiyan diye nitelenirdin, evin hizmetli tayfası senden hazzetmezdi…

ah ah… ben büyüdüm önder ağabey. bugün canım fena halde seni görmek istiyor, talibi olduğun hanım kızın da sana aşık olduğunu görmek istiyor, filmin esas adamının apışıp kaldığını görmek istiyor. ahahahha diye kötü ve hain kahkahanı duymak istiyor kulaklarım bugün. filmin tadına tat katardın sen, kötü adam diye bilinirdin ama iyi adam rollerinde seyirci seni yadırgamazdı. sana çok haksızlık edildiğini düşünüyorum önder ağabey, sen de muradına ermeliydin, sen de kazanmalıydın. seni komedi filmlerinde de görmek isterdim, ayhan ışık’ı, kartal tibet’i tokatlarken görmek isterdim, kavgayı bir de sen kazan isterdim. ne de çok şey isterdim… senden set anılarını dinlemek isterdim, bak bunu gerçekten isterdim.


400’e yakın filmde görmüşüz seni , 1975’den sonra artık filmlerde oynamamışsın, meğer sen sadece oyuncu değil kapalı çarşı’da esnafmışsın. asıl soyadın “döşer” miş , babanın döşemecilik ve mobilyacılık vasfından ötürü, sen de devam ettirmişsin baba mesleğini. uzun yıllar kapalı çarşı’da dernek başkanlığı yapmışsın. sinemadan yine de kopmamış soder yönetim kurulunda üye olarak görev almışsın. evli barklı çoluk çocuğa da karışmışsın. bunları hiç bilmedik ta ki bir trafik kazasında ölüp de, hürriyet’in arka sayfasında minicik bir fotoğrafın eşliğinde birkaç satırlık haber halinde okuyana dek.


biraz tuhaf, ortamlarda gülmek için anlatılan bir filminden ben de bir alıntı yapıyor, seni saygı ve rahmetle anıyorum. büyürken bana filmlerinle eşlik ettiğin için sana ve tüm sinema emektarlarına tekrar teşekkür ediyorum.


1968 yapımı aşka tövbe filminden ;önder somer ( selman ), filiz akın ( şehbal ), kartal tibet ( mübin )
gönülsüz de olsa şehbal selman’la nişanlanmıştır. ama şehbal hala mübin ‘i sevmektedir. üçlü son sahnede tren garındadır. mübin , aşkını kalbine gömüş, kaderine rıza göstermiş şekilde az sonra trene binecek , ömür boyu birdaha bu diyarlara ayak basmayacaktır. selman, iki aşığın aşkına sonsuz bir saygı göstererek “ hayır, buradan asıl gitmesi gereken benim” der, mübin ‘in gideceği yere o gider. yahu nereye gidiyorsun diye kimse sormaz, aşıklar kavuşmuştur ya artık gerisi boştur.


çilek not: bu yazı benim sözlükte yazdığım ilk uzun artiz yazım :) artist değil artiz ! tarihi de 25.12.2004 müş ...

1 Ekim 2007

Koca Çınar : Münir Özkul



o kel mahmut, yaşar usta, sarhoş emin … o, 1925 istanbul doğumlu bir paşa torunu. o hem tiyatro hem de sinema oyuncusu münir özkul.saçlarını brütüs gibi öne tarayan, çirkince, avurtları çökük, orta yaşlarındayken favorileri beyaz geri kalan kısmı siyah saçlarıyla bana akbabayı hatırlatan münir özkul. beyaz perde öyle bir dünyadır ki, kahramanlarınız olan oyuncuları sadece ve sadece oradaki rolleriyle karşılıksız seversiniz. daha derine inmeye gerek yoktur çünkü daha derinde hayal kırıklığı vardır çoğu zaman. başkalarının ne dediği umurumda değil bu yüzden . kendisi çok içermiş biliyor musunuz !!! bana ne ?sinemaya 1950 yılında merhaba diyen özkul’u çoğumuz yardımcı erkek oyuncu olarak biliriz. çevremdeki insanlara böyle bir soru yönelttiğimde çoğu münir özkul’un hiç başrol oynamadığı görüşünde olduklarını söylediler. oysa ki özkul’un benim tespit ettiğim kadarıyla başrolünü oynadığı 19 filmi var. bunlar:

1- tuş ( 1955 )

2- miras uğrunda (1956 )






8- karamanın koyunu ( 1972 )

9- ver allahım ver ( 1972 )

10- şaban istanbulda ( 1973 )

11- bizim aile ( 1975 )



14- aile şerefi ( 1976 )

15- gülen gözler ( 1977 )


17- neşeli günler ( 1978 )


19- buyrun cümbüşe ( 1982 )


listedeki son sekiz film – en sonda ki hariç – birer arzu film yapımıdır. münir özkul asıl ününü arzu film yapımlarıyla edinmiştir. 41 adet arzu film yapımında rol almıştır. bu yapımlar arasından bazıları:ayşecikle ömercik , yavrum , dikkat kan aranıyor , seven ne yapmaz, hayat sevince güzel, senede bir gün, sev kardeşim, tatlı dillim, oh olsun, salak milyoner, mavi boncuk, cennetin çocukları, banker bilo, milyarder ve arabesk.


arzu filme bu kadar film çeken özkul’un en çok çalıştığı yönetmen doğal olarak ertem eğilmez ( 27 film ). diğerleri sırrı gültekin ( 22 ), orhan aksoy ( 8 ), semih evin ( 7 ), osman f seden ( 6 ), kartal tibet ( 6 ).


sinemadaki ilk yirmi yılında edinemediği şöhreti 1969’dan itibaren fazlasıyla edinmiştir. işte benim favorilerim ki çoğunuzun hatırlayacağı filmleridir bunlar:

boş çerçeve ( 1970 ): kartal tibet ve hülya koçyiğit’in başrolünü oynadıkları bu filimde ferit’in * en yakın arkadaşı ferhat karakterini canlandırır.

ayşecikle ömercik ( 1969 ): sansar lakaplı hırsızı canlandırıyor bu filimde.

yavrum( 1970 ): yine bir ayşecik filmi diyebileceğimiz bu yapımda ayşe’nin * iyi kalpli dedesini oynar. fettan ve yaramaz kızı rolünde suzan avcı, paragöz damat rolünde önder somer vardır.

arım balım peteğim ( 1970 ): geçimini dedektiflik yaparak kazanan , zeynep’in *babası rolündedir.

yuvasız kuşlar ( 1970 ): bu filimdeki rolünün adı kuşbaz. çok fakirdir, kendisi gibi gariban arkadaşlarıyla bir evi paylaşmaktadır. gel gör ki fakir olması onun zengin köşkün kızına * aşık olmasını engellemez. kız hastadır. tuttuğu kuşları salıvermesini ister ondan. yine bir sabah köşkün bahçesine kuşları beraber azat etmek için gittiğinde kızın öldüğünü öğrenir. bu film bir ediz hun ve filiz akın filmi diye anılır ama bence sadece ve sadece bu sahnesiyle başlı başına bir münir özkul filmidir.

tatlı meleğim( 1970 ): işyerine sekreter seçerken tek kriteri kızın güzel olması olan bir patron. karısı da suzan avcı.


küçük hanımefendi ( 1970 ): başrolde kartal tibet ve hülya koçyiğit var. ömer * ve bülent * neriman’ın * kalbini kazanmak için türlü numaralar yaparlar. bir sahnesinde bülent, kötürüm taklidi yapan ömer’in bacaklarına kızılcık sopasıyla vurur da vurur, hem de hiç acımadan. ikisinin de mimikleri görülmeye değer.

hababam sınıfı serileri (1975-76-77-78 ): tamam sustum !

mavi boncuk ( 1974 ): sinemanın önünde karaborsa bilet satar. ayda yılda bir gazinoya giderler emel sayın’ı izlemeye. dayaklarını yiyip gelirler ve olaylar gelişir.

bizim aile ( 1975 ): yaşar usta’nın * dört, melek hanım’ın da * üç çocuğu vardır. evlenirler...

gece kuşu zehra( 1975 ): ferit’in * paralarının peşine düşen amca ve yeğenin * hikayesi.

gülşah ( 1975 ): gülşah’ın * işbirlikçi dedesi roündedir.

aile şerefi ( 1976 ): rıza bey * ailesinin şerefini korumak uğruna cinayet işlemekten geri durmaz.

gülen gözler ( 1977 ): ismet * , fikret * ,nedret * , hikmet * ve hasret *. hepsi yaşar usta’nın kızları. bir de ısrarlı damat adayı vecihi *. onların gözleri gülmesin de kimin gülsün sorarım size !cennetin çocukları( 1977 ): oğluuuuummm ! öyle içten der ki bu lafı oğlu ahmet’e * . kolundan tuttuğu gibi atmaya çalışır oğlunun sevdiği kız zehra’yı * kapının önüne.

neşeli günler ( 1978 ): turşucu kazım. gençliğe turruuup sıkan kazım.

*gırgıriye serileri ( 1981-83-84 ): kadrosunda kimler yok ki olan filmlerden . bir erler film yapımı. kendisi sarhoş emin, sabayat’a * yangın ama ikisi de inkar ediyor.sarhoş emin: az mı yalvardın bana gel beni kaçır diye haa !sabayat: hahayt güleyim bari, ben mi sana varmadım sen mi beni almadın haa!bir başka sahnesinde sabayat’ı kandırmak için hasta yatağında ölümle pençeleşiyormuş gibi yapar.şarap şişesi de zulada. meğer kapağı açık kalmış. sabayat yatağın kenarından dökülen kırmızı sıvıyı kan sanar ilkin. açar bakar ki şarap: ulaan, şarapmış bu be al bunu senin kel kafana al ! ve kafası gerçekten kanamaya başlayınca barışırlar.

şaşkın ördek ( 1983 ): oğlu *, komşu kızını * sevmiştir. allahın emri peygamberin kavli istemeye giderler...giderler de başlarına daha ne gelecekler vardır. sonunda onca strese dayanamaz felç olur.

ya ya ya şa şa şa( 1985 ): oğlu * iyi bir futbolcu olmak yolunda ilerlemektedir. ama ona göre kapıcı çocuğunun böyle şeylerle uğraşması boş iştir. lafı uzatmayalım oğlan ünlü bir futbolcu olur. gazeteciler röportaj yapmaya gelince oğlunu evvelinden beri ne kadar desteklediğini anlatır !

milyarder ( 1986 ): yıllar önce kızlarını kaybetmiş yaşlı bir karı kocadırlar * * . küçük bir kasaba olan mesudiye’de piyango bileti satarak geçimini sağlayan mahmut hoca’yı canlandırır. ne kendisi ne de adile naşit bu filmde güldürmezler.


80li yıllardaki filmotografisine bakıldığında yukarıda saydıklarımın haricinde piyasa filmi ya da şarkıcı filmi diye adlandırabileceğim ucuz yapımlarda da rol almıştır. şahsi fikrim 80lerdeki şarkıcı filmlerinin berbat olduğu yönünde. (berbat olan film , o değil !) işte sinema hayatı boyunca rol aldığı şarkıcı filmleri ( 80lere dikkat buyurun ):


gurbet ( 1959 ) - zeki müren










beyaz kelebekler ( 1971 )- beyaz kelebekler grubu

senede bir gün ( 1971 ) – adnan şenses ( küçük bir rolü vardır şenses’in )



niyet ( 1973 ) – neşe karaböcek

hasret ( 1974 ) – emel sayın












meraklısına birkaç küçük not:

- halkevlerinde yetişmiştir.

- ilk evliliğini manken ve sinema oyuncusu suna selen ile yapmış, bu evlilikten güner adında * bir kızı olmuştur. kızı, bir röportajında annesiyle babasının ayrılmasının ardından bir gün üstlerindeki eski kıyafetlerin hepsini denize atıp yepyeni giysiler aldıklarını anlatır. çok hoşuma gitmişti.

- ikinci evliliğini kendinden yaşça çok küçük umman hanımla yapmıştır ve hala onunla evlidir.

- laurel ve hardy’nin türk versiyonu edi ile büdü ( 1952 ) adlı filmde vasfi rıza zobu ile ikili olarak oynamıştır.

- rol aldığı yiğitlerin kaderi( 1972 ) adlı filmin yönetmeni de hüseyin peyda’dır.

- muhsin ertuğrul yönetiminde , evli mi bekar mı adlı 1951 yapımı filmde de oynamıştır.

- son günlerde dümbüllünün kavuğu kimde kalacak sorunu almış başını giderken özkul bu kavuğu 71 yılında dümbüllüden almış ve 89’da ferhan şensoy’a devretmiştir.


bu arada münir özkul çok içermiş biliyor musunuz !!! kime ne?
-------------------------------------------------------------------------------------------
not: bu yazıyı ekşi sözlük'te 25/01/2005 tarihinde yazmışım. Gecenin bir körüydü ve işin açıkcası kimsenin ilgisini çekeceğini düşünmemiştim. O hafta en beğenilen entrylerde bu yazı birinci olmuştu, istatistiklere giren ilk yazımdı :)bunun sebebi kesinlikle benim yazım değil, üstâdın bizzat kendisi, yaptıkları.
yazıyı hazırladıktan çok sonra aktör dediğin nedir ki kitabını okuma fırsatım da oldu. benim evlilik sayısı ile ilgili vermiş olduğum bilgi de eksik. üstâdın ikiden fazla evliliği olmuş... sağlıklı ömürler diliyorum münir babaya bir kez daha.