Yetmişlerden dem vuralım biraz da. 1978 yapımı Evlidir Ne Yapsa Yeridir filmini seçtim . Aslında aklımda bu film yoktu ama yeşilçam fotoğraf arşivime katmak için yaptığım taramada filmin set fotoğrafına rastlayınca hem filmi anlatayım hem de keşke şimdi imkân olsa da izlesem diye geçirdim içimden. Şöyle evde tembellik yapmanın farz olduğu yağmurlu bir İstanbul öğlesinde yapılacak en zevkli şey de bu olurdu gibime geliyor. Ayağıma sıcak su torbası da koydum mu oh değmeyin keyfime.
Hülya Koçyiğit'in filmotografisine baktığımda ; Cüneyt Arkın'la birlikte çevirdikleri 1977 yapımı İstasyon filmi ile beraber bu filmin yeri ayrıdır benim için. İkisinde de ben Hülya'yı izlemeye doyamam. Tıpkı Cüneyt Arkın ve Kadir İnanır'ı oynadıkları Gırgır Ali ve Mecnun rollerinde izlemeye doyamadığım gibi.
Künye :
Yönetmen : Şerif Gören
Senaryo: Safa Önal
Yapımcı :Selim Soydan
Yapım yılı: 1978
Rol Dağılımı:
Kadir İnanır: Mecnun
Hülya Koçyiğit: Leyla
Şemsi İnkaya : Kerem
Perran Kutman: Aslı
Halit Akçatepe: Ferhat
Zeynep Çayırlıoğlu: Zeynep (Leyla ve Mecnun'un kızı )
Neriman Köksal: Şirin'in ablası
Sevda Aydan: Leyla'nın Annesi
İbrahim Sesigüzel (Balonlu İbo)
Sinopsis:
Aynı binada yaşayan Leyla- Mecnun, Ferhat-Şirin ve Kerem-Aslı çiftlerinin evliliği üzerinden evlilik kurumunun, kadın erkek ilişkilerinin mizahi bir dille anlatımı bu filmin konusu. Leyla ve Mecnun iki çocuklu bir ailedir. Bir kız bir de erkek çocukları vardır. Mecnun, bir reklam şirketinde çalışmakta, Leyla ise Mecnun'a duyduğu aşktan, zengin baba evini bırakmış ev hanımlığı yapmaktadır. Mecnun, tipik bir Türk erkeğidir. Karısını çalıştırmaz, eve geldi mi yemek bekler, arkadaşları ile felekten bir gece çaldığında karısından dırdır işitmek en son istediği şeydir. Çocuklar okula gidip gelsinler, karısından hep güler yüz görsün, yeterdir ona. Kerem ile Aslı ise çocuksuz bir çifttir . Aşk denilen şeyi çoktaaan tüketmiş, ceviz kabuğunu doldurmayan her şeyi içn rahatlıkla kavga edebilmektedirler. Ferhat ile Şirin de çocuksuz bir çifttir. Şirin, boğazına oldukça düşkün iri kıyım, kolay kolay kafasına bişey takmayan , ablasının sözünü kocasının sözünden daha çok dinleyen bir adem kızıdır. Kocası Ferhat onun yanında minik dev adam gibi kalmaktadır. aynı binada yaşayan bu üç çift gün gelir kadın ve erkek tarafları olarak ayrılırlar. Her iki tarafın da birbirine söyleyeceği, eteklerinde biriktirdikleri taşları vardır . Yalnız taşları dökmek onları rahatlatamayacak, illa ki karşı tarafın başını yaracaktır.
Şu yandaki resme baktığımda içim dibine kadar seksenler ile doluyor. Veletlerin üzerindeki pijamalardan tutun da, Hülya'nın saç kesimine kadar... perdeler , tüller... Kadirciğimin atleti :))
Hatta aynı resimdeki gibi kırmızı bir pijama takımım benim de vardı. Ama ben şu an tam da ordaki anne yaşındayım :)
Filmdeki veletlerin adını şu an için bulamadım. Ola ki rast gelirsem filme tekrar veya bir hayır severden filmi arşivime katabilirsem ne alâ.
Bu filmi o kadar çok seviyorum ki, evet bazı şeyleri tiye alarak abartarak anlatmış ama hepsi özünde doğru, dosdoğru. Evlilik aşkla da başlasa, bir süre sonra aşkın yerini alışkanlık, hayat şartları, mecburiyetler, ıvırlar zıvırlar alıyor... İşin içine çocuklar da girince, kişisel özgürlük alanına ve bir başına kalma zamanına vurulan darbe ile birlikte sorgulanacak, sıkılacak, dolup da boşalmak bilmeyen o ceviz kabuğuna tıkıştıracak meseleler de katılıyor.
Film, aynı zamanda dönemin siyasilerini hicvetmesiyle de çok önemli. Ustalar burada Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit'e değdirmişler :) Harika bir ironi.
Sevda Aydan'nın sosyetik anne tiplemesi de çok hoş. Derdi yok, tasası yok, hizmetçisi bile kızından daha itibarlı. Neriman Köksal'ın canlandırdığı feminist kadın tipi de cuk oturmuş.
Benim en sevdiğim sahne ise Mecnun'un rakı içip de kafası güzelleştiğinde ayağa kalkıp, kollarını iki yana açıp şıkkıdı şıkkıdı oynaması. Gözler kısık, suratta mest bir ifade ile yayılan gülüş... Ne kadar izlesem bıkmam herhalde.
Mecnun'un Leyla'ya sevgiiiiliiiimmm namesinde çaldığı ıslıkla seslenmesi de hoş ayrıntılardan biri.
Sevdiğine kavuşamayan aşık rolündeki Balonlu İbo'nun aşık olduğu karakter de Sinekli Bakkal'ın namuslu kızı . Ama onu filmde hiç görmüyoruz. Dertli aşık, evli arkadaşlarına ne kadar öykünse diğerleri her seferinde üzerine gelirler. Onlara göre bekarlık sultanlıktır ya :)
Karı koca arasındaki kavga sonunda Türkiye'yi ilgilendiren toplumsal bir olaya dönüşüyor, evlerde artık Leylacılar ve Mecnuncular vardır . Çok canlar yanar çook :)
Sonunda kazanan aşkın ve hoşgörünün olduğu bu eğlenceli filmin izlenmesini tavsiye eder bu çilek:)))
6 Aralık 2007
EVLİDİR NE YAPSA YERİDİR
Gönderen çilek zaman: 12:55
Etiketler: 70 ler, Hülya Koçyiğit, Kadir İnanır
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
8 yorum:
O şiir okuyan şişman bi adam vardı Mecnun'un peşinde gezip duruyo, onun sesi çok tanıdık geliyo ama çıkaramadım.
Film cidden süper, herkesin izlemesi lazım.
Tamam işte o adam İbrahim Sesigüzel. Yani bir zamanlar "Benim balonlarım vardı" diye şarkı söyleyen Balonlu İbo :)
Dikkatten de kaçmıyor hani :)
"Bİr Yudum Sevgi"yi de yazsana
ne şahane filmdir o ya... tamam söz...
merhaba,
ben o filmdeki "veletlerden" biriyim :)
çok komik, nette gezinirken bu sayfaya denk geldim. yorumlara çok güldüm ve ben de yorum yapmadan edemedim. bu filmden önce 2 filmde daha rol almıştım. "evlidir ne yapsa yeridir" kariyerimin son filmiydi :) orada da ismim gerçekte olduğu gibi zeynep'ti. ailem ve arkadaşlarımla seyrederken hala çok eğleniyoruz, sizin de eğlendiğinize çok sevindim.
selamlar.
haha :)) merhaba "velet" zeynep... çok memnun ve mutlu oldum gerçekten. tebrik ederim sizi rolünüzün hakkını vermişsiniz :) ben künyeye adınızı zeynep olarak ekliyorum ... selamlar...
Bu film öyle etkilemişti ki beni eskiden, hala sevgilimle kavga ettiğim zaman "hu huu huuu" şeklinde bir Kadir İnanır ıslığıyla her şeyi düzeltebilecekmişim gibi geliyor... Ayrıca zafer erkeklerindir...
çok hoş:)) mesaj kaygılı bir yorum olacak benimkisi o vakit... kriz anlarında böylesine bir ıslık duymak isterdim doğrusu :))
zafer erkelerin mi demiştin??? duyamadımm ?! :))
Yorum Gönder