3 Mayıs 2008

Haydi Sinemaya


Erden Kıral'ın 1981 yılı Altın Portakal FilmFestivali'nde en iyi film, en iyi yönetmen ve en iyi erkek oyuncu (Yaman Okay) ödülünü alan 1979 yapımı Bereketli Topraklar Üzerinde başına gelen onca talihsizlikden sonra nihayet yirmi sekiz yıl sonra seyirci ile buluşuyor. Dün gösterime giren film, Türk sineması severler için güzel bir seçim olacaktır kanaatindeyim.

Yeni Şafak gazetesinin sinema editörü Ali Murat Güven'in film ile ilgili yazısından bir bölüm:

"... Film, ilk aşamada askerî otoritelerden gösterim izni almasına rağmen, sonrasında Adana Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından yasaklanır.1981'de bu kez de Fransa'daki bir yarışmada “En İyi Film” seçilir. Ancak, Kıral ülkedeki sıkıyönetim liderlerinin koyduğu yurt dışına çıkış yasağı nedeniyle ödülünü almaya gidemez. Yönetmen, ancak yıllar sonra Paris'e giderek kazandığı ödülü teslim alabilecektir.
Bu sırada, yaşanan talihsizliklere bir yenisi daha eklenir ve “Bereketli Topraklar”ın master negatif bobinleri muhafaza edildikleri depodan çalınır. Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere yıllarca ulaşabildiği her yerde filmini arayan Erden Kıral'ın bütün bu çabaları sonuçsuz kalır. Fakat, aradan çok uzun yıllar geçtikten sonra, filmin negatiflerinin İsviçre'de bir stüdyoda olduğunu haber alan bir yakını sayesinde filmin izi nihayet bulunacaktır...
... Bereketli Topraklar”ın çekim süreci de zamanında apayrı bir maceralar zincirine sahne olmuş. Çukurova'nın deltalarında gerçekleştirilen çekimler sırasında, ıslak pirinç tarlalarında çalışan ekip günlerce tuhaf böcekler tarafından ısırılmış. Daha sonra adım adım yaraya dönüşen bu ısırıklar 5-6 yıl boyunca da hiç geçmemiş.
Zorlu koşullarda yürütülen çekim sürecinde gün gelip ekibin parası bitince, seti terk eden işçilerin yerine bu kez filmin oyuncuları set işçisi olarak çalışmış. Parasızlık nedeniyle haftalıkları ödenemeyen oyuncular gitgide filmi sahiplenmiş ve bazılarının eşleri kollarındaki bilezikleri satarak çekimlerin tamamlanmasına destek olmuşlar..."

yazının tamamı

Çilek'in notu:
Yazdığı bir film eleştirisinden sonra Ekşi Sözlük'te büyük bir çoğunluğun arsızca saldırdığı bir dönemde tanıdığım çok değerli Ali Murat Güven ağabeyin , şu ana dek okuduğum hiç bir yazısından rahatsız olmadım. Kendisinin önerdiği ve izlediğim hiç bir filmden sonra "bu muymuş yani" demedim. Aksine hayal dünyama, hayata bakışıma çok güzel katkıları oldu. Sadece film eleştirileri değil, içinde bulunduğu camiada tanıklık ettiği çürümüşlüğü cesurca dile getirmesini ayrı takdir ediyorum.
İyi niyetinden gram şüphe etmediğim bu değerli yazarın, kendince oluşturduğu Yüreğimizi Delip Geçen Filmler'den haberdar olup izlemek istediğim çok sayıda film var.
Nostaljik Türk Sineması blogu (Çilek'in Dünyası) , Ali Murat Güven'i , yazdıklarını, çalışmalarını, projelerini, çabasını her anlamada sahiplenecek ve destekleyecektir. Bu böyle bilinsin.

3 yorum:

Hülya Konar dedi ki...

sevgili taylanov"un sayfasında gördüm bu blogu.ben eski türk filimlerine hastayım hasta.çok sevindim bu blogu gördüğüme çookkk.hepsini okumak istiyorum...

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Çilekcim,
Çok önemli bu yazdığın.Geçmişte bu olayları ve filmin başına gelenleri bilmeme karşın unutmuşum. Yazarın dediklerini hatırladım. İnşallah seyredebilirim. Olmassa sen anlatırsın nasılsa.
Çok sevgiler..

Taylanov dedi ki...

Ben hala düşünüyorum :)