7 Nisan 2008

Sevdiğim Replikler - 10

Ekşi Sözlük'te bir başlık vardır çay demlemek ile ilgili. Nice sözlükçü fikrini paylaşmadığı, saçma bulduğu ve "abicim saçmalamayı bırak başka işin yok mu senin yaw" demek için sürekli bu başlığı (bkz:) verir.

Ucundan azcık edepsiz de o yüzden yazmıyorum buraya (söylemiyorum demedim, yazmıyorum dedim :)) Ama bu cümlenin şöyle adaba uygun halini yazayım size

- Lütfen gidip bir çay demler misin ?

veya

- Hadi canım git bir çay koy da içelim !

gibi :))


şimdi ... sevdiğim repliklere neden bu girizgâhı yaptım ona geliyorum. Geçenlerde 1967 yapımı İlk Aşkım filmini izliyorum. Başrollerde Ediz Hun (Nihat), Figen Say (Selma) ve Pervin Par (Leyla). Bir kaç filmde daha görmüş olduğumuz bir olay var burada da... İki kız kardeş; üveyler. Abla olan aşifte, küçük ise namuslu görgülü... hanıııım. Bu küçük, yine kendisi gibi namuslu, ekmeğini taştan çıkaran şoför Nihat ile mektup arkadaşıdır. Uzun yazışmalardan sonra yüz yüze tanışmaya karar veriyorlar. Ama aşifte abla, kızkardeşinin yerine buluşmaya gidiyor, sonunda abla ile şoför evleniyorlar. Hatırladınız değil mi konuyu... Benzer konulu bir Filiz Akın filmi de vardır da adını unuttum.

Neyse efendim... filmin bir yerinde küçük kardeş Selma, ablası Leyla'yı hal dilince uyarmaya çalışıyor, yanlış yoldasın, kendine çeki düzen ver demeye getiriyor lafı. Abla şöyle cevaplıyor kardeşini :

- Hööf uzatma kes... Git çay pişir hadi !

ahah... ya eskiden sözlük okuduğum için mi bana çok komik geldi bilmiyorum ama epey bir güldüm. Hem dikkat ettiniz mi, eskiden çay demlenmiyormuş, pişiriliyormuş iyi mi !?

6 yorum:

hjhlp dedi ki...

çok güzel bir yazı. çay bişirmek ne ki, bizim zamanımızda çay kızartılırdı :P

çilek dedi ki...

@muhaber : ya nasıl çaymış o öyle :))seylan mıdır nedir?

hjhlp dedi ki...

iki saattir cevap için uğraşıyorum, "seylan" ı "şeytan" diye okumuşum...

şeytan ve kızartma arasında bağ kurmaya çalışıyordum.

neyse ki, seylan yazmışsın. zaten, seylan ve kızartma arasındaki bağı sen de dahil, herkes bildiğinden burda gevezelik yapıp, yazmayı uygun görmüyorum.

zati, yeterince gevezelik ettim :(

Tabiat Ana dedi ki...

sevgili çilek,
türk filmi izlemek kızımdan evvel benim için en büyük keyifti dolayısıyla bu sayfayı okurken son 3 -4 yıldır izleyemediğim ama aklımda kalanları gördükçe çok mutlu oluyorum.Şimdi tüm repliklerle ilgili yazıları dolaştım güldüm çok eğlendim gerçektende.Aklıma en yakın arkadaşımla aramızda mevzuu olan bir Malkoçoğlu repliği geldi "kırk bakireye tapmaya bal dudaktan tatmaya geldim"
sırf bu filme ve bu filmdeki repliklere hayranlığımızdan şimdi cep telefonlarımızda isimlerimiz Alyon ve Elanora diye kayıtlı desem umarım gülmezsin.
Bu filmle ilgili yazmışmıydın bilemedim ama eğer yazarsan zevkle okurum.
sevgilerimle.
Alyon :)

çilek dedi ki...

:)) çok hoşsunuz sevgili Tabiat Ana, pardon güzel Alyona :)

Filme dair repliğimiz yoktu ama Malkoçoğlu Forever diye bir yazı kaleme almışlığım var blogda. Onun haricinde Ekşi Sözlük'te yazmış olduğum şu repliği sana armağan ediyorum :)

cüneyt arkın'ın 2 rolde oynadığı hakanlar çarpışıyor filminden ;
olcayto * , kendisini oğlu halit * ile karıştıran şeyh malik'e *
- benim babam, yedi dilberin dileği bir yiğitti, senin gibi baykuş suratlı herifin teki değildi!

bir başka sahnede olcayto ve halit karşılaşırlar. olcayto:
- şeytanlar işimize karışmış, babam buralardan geçmiş olmalı ki bana benzersin !

Tabiat Ana dedi ki...

:))
teşekkür ederim sevgili çilek.
mutlu oldum :)