Çiçek Abbas...
Senaryosu Yavuz Turgul'a ait, yönetmenliğini Sinan Çetin'in yaptığı 1982 yapımı Türk filmi.Turgul/Şen ikilisinin filmlerinden. Aşağıda Şakir (Şener Şen) ve Abbas'ın (İlyas Salman) kahvehanedeki meşhur kapışması var.
Şakir - Aşıksan vur saza, ,şoförsen bas gaza
Abbas - Sevene can feda, sevmeyene elveda
- Sen batan bir güneş ben yollarda çilekeş
- Şoförün bahtı kara muavinin gönlü yara
- Gaz, fren, şanzıman halim duman
- Sev beni seveyim seni
- Aşk bir otobustür binmesini bilmeli
- Son duraga gelmeden inmesini bilmeli
- Bana hava atma!
- Havan kime yabanci?
- Kapilma rüzgarıma sen de aldanirsin
- Sollama beni sollarım seni
- Geçme beni ezerim seni
- Dünya dikenli bir hayat sevenlerde mi kabahat?
- Yaklasma toz olursun geçme pişman olursun
- Çilemse çekerim kaderimse gülerim
(Buradan itibaren Abbas sazı eline alır, makineli tüfek mübarek ardı ardına sıralar)
- İstedim vermediler sen şoförsun dediler
- Emegimiz bilek zoru Allahim sen bizi koru
- Aşk bir sudur iç iç kudur
- Aşki çekene derdi bilene sor
- Aşk çekenin yol gidenin
- Kabahat sen de değil seni sevende
- Neaaaabeeer!!!
29 Kasım 2007
Sevdiğim Replikler - 5
27 Kasım 2007
GÖKLERDEKİ SEVGİLİ
1966 yapımı filmimiz Remzi Jöntürk imzasını taşıyor.
Rol dağılımı :
Cüneyt Arkın: İstikbal Timur Karaşah
Selda Alkor: Yıldız Çömlekçioğlu
Ali Şen : Timur'un babası Veysel Karaşah
Ulvi Uraz : Yıldız'ın babası Tahir Çömlekçioğlu
Fatma Bilgen : Timur'un annesi Piraye
Mürüvvet Sim : Yıldız'ın teyzesi Emine
Ersun Kazançel : Timur'un arkadaşı Veli
Sinopsis :
Zengin erkek, fakir kız temasına oturtulmuş bir hikayemiz var. Timur, ilçenin ileri gelen zenginlerinden , "İyi Günler Mağazası"nın sahibi Veysel Bey'in pilot olan oğludur. İdealist bir gençtir. Yıldız ise, aynı ilçede kendi yağıyla kavrulan çömlekçi Tahir Usta'nın kızı. Kendi yağıyla kavrulur dedik ya, öğlenleri sefer tasıyla babasına yemek götürür Yıldız. Böyle bir günde Timur ile Yıldız dere başında karşılaşırlar. Yıldız'a göre, Timur küstah bir gençtir, zenginliğine mi güveniyordur ne ? Zıtların birbirini çekmesi hesabı iki genç arasında kısa sürede bir aşk başlar.
Yeşilçam Klişesi Bol Bir Film
O dönem filmlerinde ve daha sonra da çokça filmde karşılaştığımız ailelerin karşı çıkması, iki genç arasındaki sosyal uçurum, babasız çocuk, evladını reddeden baba, illa ki gerçekleri saklayan bir aile ferdi, her ne durumda olursa olsun babasız çocuk dünyaya getiren kızı saf duyguları ile seven fedakâr bir aşık... ve benim çok sevdiğim şu sahne ; yağmurdan korunmak için mağaraya sığınıp aşka teslim olan gençler. Bu sahne o kadar klişedir ki, kimi zaman birebir kimi zaman da sadece kızın üzerine giydiği erkeğin giysisi kısmı sıkça kullanılır. Benzer bir sahneyi Hülya Koçyiğt ve Ediz Hun'un başrollerini paylaştıkları 1968 yapımı Kadın Asla Unutmaz filminden de hatırlarım. Hatta söz konusu filmde yine esas kahramanlarımız geçirdikleri aşk gecesinden sonra birbirlerini göremez, esas oğlan görev icabı harbe gider.

Göklerdeki Sevgili *
Wilma Goich’in söylediği ‘Ho Capito Che Ti Amo’ (1964) (Tenco) şarkısı ve Baraj’da Yıldız’ı bekleyen Timur. Birkaç saat önceki eğlenceli konuşmaları..
Timur :Gününüzü Veli’yle geçirmeye mi yeminlisiniz?
Yıldız :Öyle, saat 7’ye kadar onunlayım. Sonra köye döneceğiz.
Timur :Teyzenizi bir ziyaret etseniz diyecektim de.
Yıldız :Benim bu şehirde teyzem yok ki.
Timur :Yazık, keşke burada bir teyzeniz olsaydı. Onu görmek için siz de Veli’den izin alsaydınız.
Yıldız : Veli de akşam evde anlatsaydı. Babam da bu teyze nereden çıktı diye bana iyi bir kötek atsaydı.
Timur : Babanızla teyzeniz küs olsalar. Siz de Veli’ye bunu çıtlatsanız. Veli erkek çocuktur. Emin olun babanıza söylemez.
Yıldız : Ee, bu masalın sonu nasıl biter?
Timur : Siz teyzenize giderken ben de size Baraj’da rastlasam...
Yıldız : Sizin söylediklerinizde hiçbir gerçek taraf yok ki.
Timur : Gerçek olan aşk ve ölümdür. Ondan öte gerçek tanımam ben.
Jenerikteki Burçak Tarlası (derleme ; Muzaffer Sarısözen) Erdem Buri ve Tülay German’ı anımsatıyor. Tülay German bir dinletisinde, rahatsızlığı nedeniyle, üç şarkı eksik söyledi diye dinleyicilerin verdikleri paranın bir kısmını geri veren Erdem Buri’yi ve aralarındaki ‘bir gün bile ayrı kalamaz oldukları sevgiyi’.
1963 yılının sonbahar kış ayları... Pilot Teğmen Timur Karaşah (birkaç ay sonra Kıbrıs’ta Rumlara karşı çarpışırken Karaşahin olarak ünlenecektir) Diyarbakır Hava Üssü'nden uçak gösterileri için Bandırma 6. Ana Jet Üs Komutanlığı'na gelmiştir. Babası, bu bölgenin zenginlerinden, İyi Günler Mağazası'nın sahibi Veysel Bey, annesi ise kimseleri beğenmeyen (oğlunu sevgilisi Yıldız'dan -bir süre- ayıracak olan) Piraye Hanım’dır. Timur'un da katılacağı gösterileri tehlikeli bulup "Sen asker misin, cambaz mı?" demektedir. Veysel Bey, oğlu için "Bir tüccar olsa.. avukat.. doktor" diyen eşine "Say, say.. Bankacı ya da fabrikatör. Daha nice uyuşuk işler. Sen istiyorsun ki, benim gibi işe yaramazın biri olsun. O kendi isteği ile... iyi bir meslek seçti kendine" diye yanıt vermektedir.
Alınteri ile ekmek parası kazanan fakir bir çömlekçinin kızı olan Yıldız... Anası ölünce tahsilini yarıda bırakıp İstanbul'dan iki kardeşi ve babası Çömlekçi Tahir'in yanına, Üvezcik Köyü'ne gelmiş. Gösterilerden bir gün önce, sefer tası ile babasının yemeğini götürürken yolu üzerindeki [‘Kırbaç Altında’ (1967) filminde göreceğimiz] ıssız bir koruda (aynı filmdeki gösterişli kazağı ile) avlanmakta olan Timur'la karşılaşır. Genç adam onu, biraz da zorla, kucağına alarak nehrin karşı kıyısına geçirir. Filmin bu hoş bölümünde Timur'un üzerinden 1-2 balık yere düşüyor. "Bu işi ömür boyunca yapmaya razıyım" diyecektir. Astsubay Veli'nin daveti (ve babasının da onayı) ile Yıldız, çevrede büyük heyecan uyandıran gösterileri izlemeye gider. Veli'nin arkadaşı olan Timur ile -tekrar- tanışır. Delikanlı, Veli'yi "Senin (arkadaşın) Kıyak Zeki de burada. Merzifon'dan dün geldi. Onu görmek istiyorsan hemen git. Şimdi duştadır" diyerek (yine, biraz zorla) oradan uzaklaştırır. İki gencin birbirlerini sevmeleri bu iki günde oluyor. Akşam, Timur'un gürültülü motosikleti ile köye dönerlerken çıkan fırtınada oralardaki bir mağaraya sığınırlar. (Yine Timur'un zorlamasıyla) Yıldız'ın elbisesini çıkarıp delikanlının kazağını giymesi.. Isınmak amacıyla içilen içki... Sonuçta, geceyi beraber geçirirler. Zigeunerweisen Op 20 melodisi (1889) (Pablo de Sarasate)...
Yıldız :Ben artık ben değilim. Sizi seven, sizin olmuş biriyim.
Timur : Seni seviyorum Yıldız... Yarın öğleye doğru sizin köyün çıkışındaki korulukta bekleyeceğim.
Ancak, o gece Ankara'da "Kıbrıs'a askeri bir müdahale" kararı alınmıştır. Timur da Yıldız'a haber veremeden ayrılmak zorunda kalır. Durumu annesine anlatıp, genç kızı görmesini ister. Annesi, özellikle 'köylü kızı' açıklamasını duyunca öyle bir "Bana güvenebilirsin oğlum" diyor ki, kötü şeyler olacağını sezmemek çok zor. Piraye Hanım, Yiğit Yaralı Olur (1966) filminde Mualla Abla’nın olan 34 DU 991 plakalı arabası ile gittiği korulukta Yıldız'ı görür. Koru için söyledikleri Yıldız’a söyleyemedikleridir.
Piraye : Yol ayrımında satılık bir koru varmış.
Yıldız : Tamam efendim, burası.
Piraye : Hiçbir şeye benzemiyor. Cılız ve bakımsız bir köy korusu işte.
Yıldız : Yeni dikildi ağaçlar. Zamanla büyüyecek tabii.
Piraye : Neyse, halinden ne olacağı da belli zaten.
Timur'un genç kıza yazdığı mektubu da yırtar. Filmin sonuna doğru, Conte L. Roncalli’nin Passacaglia’sı (1692) eşliğinde yaptıkları için özür dileyecektir.Telefonda oğluna Yıldız'ın bir garsonla evlendiğini söyler. Timur için, Yıldız için, Kıbrıslı Türkler ve Türkiye için zor günler.. Yıldız'ın hamileliği, terk edildiğini zanneden Timur'un Kıbrıs'taki Mücahitlere katılması, Ada'ya çıkışımızın okyanus ötesinden engellenmesi. Kader (1968) filminde de izleyeceğimiz heyecanlı Kıbrıs mitingleri. Mücahit Durdu Dayı, bir çarpışmada ağır yaralanan ve haftalar sonra iyileşen Timur'u "Günün birinde her şey değişecek. Günün birinde uçaklarla bayraklarla tekrar geleceksiniz buraya" diyerek Anayurt'a yolcu eder. İki sevgili birbirine kavuşur.
Filmin sonunda Tahir Usta'nın sözleri ; "Mutluluk ve barış, sevgi ile kurulacak... Günün birinde..."
*İlgili yazı Murat Çelenligil'in izni alınarak sinematurk'den alınmıştır.
Gönderen
çilek
zaman:
12:24
3
yorum
Etiketler: 60 lar, Cüneyt Arkın
Günün Sözü
26 Kasım 2007
Mustafa Akkad'ı Anma Gecesi Yapıldı
Dün akşam, meraklısına evvelce duyurusunu naçizane blogumdan da yapmış olduğum, Yeni Şafak Gazetesi Sinema Editörü Ali Murat Güven'in girişimi ile tertip edilen "Mustafa Akkad'ı Anma Gecesi" yapıldı. Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi'nde gerçekliştirilen gece Hilal TV ve Net TV kanallarından da canlı yayınlandı.

23 Kasım 2007
Sevdiğim Replikler - 4
Gönderen
çilek
zaman:
14:51
0
yorum
Etiketler: Cüneyt Arkın, Replik
22 Kasım 2007
AVÂRE MUSTAFA

Gönderen
çilek
zaman:
10:29
4
yorum
Etiketler: 60 lar, Ayhan Işık, Fatma Girik
21 Kasım 2007
Cüneyt Arkın'ın 2008 Takvimi, Fare Altlığı ıvırı zıvırı
Cüneyt Arkın'ın çok profesyonelce hazırlanmış, çok doyurucu harikulâde bir web sitesi var. Arkın Dizayn adıyla oğulları Murat ve Kaan Cüreklibatır (batur değil batır !!! ) hazırlamışlar bu siteyi. Hatta bakın hemen sağ tarafa, yakın takip arasında ismini görebilirsiniz. Bir sene kadar önce ben de bu siteden haberdar olduğumda sevinçle blogumda bundan bahsetmiş, ilgisini çekeceğini düşündüğüm bütün tanıdıklarıma tavsiye etmiştim.
Ortada cidden gezmeye doyulamayacak enfes bir site vardı. Üstelik gevşek ağızlı ve işleri sürekli eleştirmekten başka şey olmayan bir takım alaycılara tokat gibi cevap veren bir site. Filmotografisinden tut, film afişlerine, kartpostal, fotoğraf, kendi çizdiği resimler, yazdığı şiirler, anketler daha neler neler. Elin Neo'suna on basan Cüneyit Abimin dünyayı kurtaran sitesi adeta. Artık benim çok objektif bakamamamdan mı kaynaklanıyor bilemem :)
Sitede yorum yapmak isterseniz mutlaka moderasyon onayından geçmek durumunda. Hal böyle olunca olumsuz hiç bir yazıya rastlamıyorsunuz da :) Ama Cüneyit Abim haklı, demin de sözünü ettiğim o gevşek ağızlı çok bilmişler yok mu ah o çok bilmişler :P
Şimdi bugün bunu konu etmemin sebebine gelince; sitenin bir mesaj fasilitesi var. Bir maruzatınız bir isteğiniz varsa buradan ulaşıyor ve şahsi mail adresinize cevap geliyor. Güzel. Geçenlerde sordum; 2008 takvimi ne zaman çıkıyor ? Hemen cevap geldi "Çilek hanım, 2008 takvimi satışa sunulmuşur efendim" . Valla harika.
Sonra...
Hemen kendime bir 2008 duvar takvimi ve Cüneyit Abimin afilli fotoğraflarının bulunduğu bir fare altlığını sipariş ettim. Nasıl da heyecanlıyım, salakça bir heyecan. Hem para ödüyorum hem heyecanlanıyorum. Kendimle ne kadar gurur duysam az :)) Neyse, derken ödeme aşamasında bir problem oldu (meğer olmamış), tekrar mesaj attım, sizin bu sisteminiz benim bu kredi kartımı kabul etmiyor mealinde bir mesaj. Cevap gelmedi. Kargo ertesi gün geldi ama . Eh iyi güzel hoş, iki çocuklu kadınım, teknolojik şeylere kafa basmayabiliyor bazen, normal :))
Sipariş esnasında artık ne sipariş ediyorsanız ; hangi ürünün imzalı olmasını istersiniz diye soruyorlar. Ne harikulade değil mi ? Her iki ürünüme de Cüneyit abinin 6 numerolu bakışı kadar afilli bir imza çakmasını istediğimi belirttim ben de.
Kargo geldi işte. Güm güm bir yürek... Parasıyla aldım ama üzerinde Cüneyit abimin imzası olan şeyler kargo pakedinin içinde. Açtım. Baktım. Bir daha baktım. Sağına, soluna, altına , üstüne... yok yok yok. İmza mimza yok ! Nerde bu devlet...
Nasıl bozuldum, nasıl sükût-u hayale uğradım bilemezsiniz. Tekrar bir mesaj döşendim, sitem ettim ve gösterdikleri yakın alâkaya teşekkür etmeyi de ihmal etmedim. Takvim yok mu abiler deyince çarçabuk cevap aldığım siteden bugün üçüncü gün oldu halen bir cevap alabilmiş değilim. Format dışı bir soru mu sordum abilerim !?
2004 yılında da Cüneyit abim beni hayal kırıklığına uğratmıştı, haftalarca kendisi ile görüşmeye çalıştım ama sadece eşi Betül hanımla görüşebildim. Cüneyt Bey ya çekimdeydi, ya yurt dışındaydı ya da müsait değildi.. hırt zırt. En sonunda aldığım cevap da şu olmuştu "Cüneyt Bey bu tür organizasyonlara katılmama kararı aldı !". Süper yani...
Ben gene de gönlümde ayrı bir yere koydum koca kurdu. Halâ da oradadır. Ne yapalım, imzalamaz ise imzalamasın (ki belki haberi bile yoktur). Ha olur da bir vesile ile bu yazımdan haberdar olursa ne hoş... Sevgiler...
AÇIKLAMA:
CÜNEYT BEY'İN OĞLU MURAT CÜREKLİBATIR'DAN AZ ÖNCE (23.11.07 19:51) BİR MAİL ALDIM . SİPARİŞİMDEKİ SORUNUN ELLERİNDE OLMAYAN BİR DURUMDAN KAYNAKLANDIĞINI, TARAFIMA SİPARİŞİMİN AYNISININ İMZALI ŞEKİLDE ÜCRETSİZ OLARAK TESLİM EDİLECEĞİNİ BELİRTTİ. BU KADAR PROFESYONEL HAZIRLANMIŞ BİR SİTEYE DE YAKIŞAN BUYDU. CÜNEYT ARKIN'A DA OĞULLARI KAAN VE MURAT BEY'E DE TEŞEKKÜRLERİMİ İLETİYORUM.
SONUÇ:
Bugün (27/11/2007) söz verdikleri gibi imzalı ürünlerim elime ulaştı. Teşekkürler.
Gönderen
çilek
zaman:
15:23
2
yorum
Etiketler: Cüneyt Arkın
20 Kasım 2007
Mustafa Akkad'ı Anma Gecesi
16 Kasım 2007
Bir Yönetmen : BİLGE OLGAÇ
Sinematurk'de gezinirken bugün Bilge Olgaç'a rast geldim. Uzun uzadıya hiç filmotografisini incelememiştim. Bir çok Bilge Olgaç filmi izledim ama bütün olarak düşündüğmde, sevdiğim yönetmenler ve sevdiğim filmleri başlığına onu neden hiç koymamışım hayret. Üzerimde iz bırakan güzel fimlerin muhteşem yönetmeni oysa ki.
15 Kasım 2007
Sevdiğim Replikler - 3
Gönderen
çilek
zaman:
09:56
3
yorum
Etiketler: 70 ler, Kemal Sunal, Replik
12 Kasım 2007
Sevdiğim Replikler - 2
Bugün ki repliğimiz 1974 yapımı Boşver Arkadaş filminden. Yönetmeni Zeki Ökten, senaryo yazarı da Hababam Sınıfı'nın kafası karışık müfettişi Hüseyin Şevki Topuz rolünden tanıdığımız Ergin Orbey... Ellerine sağlık olsun ustaların.
Alev (Selma Güneri) ve Ferit'in (Tarık Akan) meşhur dayak sahnesinden:
- girebilir miyim?
-...
- özür dilerim . o geceden beri hiç görmedim seni. çünkü haklıydın. hep tuttum kendimi sana karşı. çok kısa bişey soracağım. sen de öyle cevap ver olur mu ?
- peki... bekliyorum. sor.
- sana olan en gerçek duygumu dinlemek ister misin?
- evet isterim
- seni çok seviyorum inan bana. ister misin sevgimi?
- isterim.bütün kalbimle
- bilirim . çok şey istersin sen.
- anlamadım
- mesela beni istersin. zengin bir koca istersin. para istersin. kocana ihanet etmek istersin. ama aslında bi tek şey istiyorsun sen. şimdi onu veriyorum sana ... şraaaaakkk
bir dakika kırkbeş saniyelik sahneyi izlemek isteyenler tıklasın :P
Gönderen
çilek
zaman:
15:50
1 yorum
Etiketler: 70 ler, Replik, Selma Güneri, Tarık Akan
VESİKALI YÂRİM
Gönderen
çilek
zaman:
10:04
0
yorum
Etiketler: 60 lar, İzzet Günay, Sinematik, Türkan Şoray
11 Kasım 2007
İzlenmeli : ANLAT İSTANBUL
Daha çok altmış dönemi Türk filmlerini sevdiğimden ve zamanımın tümünü film izlemeye ayıramadığım için bu harikulâde filmi izlemek yeni nasip oldu.
Arada kaçırdığım için hayıflanmam gereken ne kadar film var emin değilim ama bu da onlardan birisiymiş.
Beş yönetmen, beş göz, beş ayrı bakış açısı , tek film. Bildiğimiz masalların günümüze, İstanbul'umuza uydurulmuş gerçekçi hali , kimi zaman evden kovulan sekizinci kız cücenin, kimi zaman uyuyan güzel saliha'nın kimi zaman da hiç doğmamış küçük kız çocuğunun ağzından bize aktarılıyor.
Aldığı ödülleri referans göstermeyeceğim, sade vatandaş çilek, sinema izleyicisi çilek olarak mutlaka izleyin diyeceğim sadece. Altan Erkekli ve Özgü Namal'ı daha da sevdim diyeceğim bir de.
İstanbul anlatmış, siz de görüp dinleyin.
Filmin künyesi ve izleyici yorumları ile ilgili geniş bilgi sinematurk'de.
9 Kasım 2007
Sevdiğim Replikler - 1
Hayatı film tadında yaşamak isterdim ama öyle olmuyor tabi. Blogum ucundan kıyısından tematik sayılır malûm , sevdiğim replikler vardır, arada gündelik konuşmama dahi serpiştirdiğim. İşte aklıma geldikçe bu başlık altına seri şekilde ekleyeceğim. Bugün vira bismillah diyorum :)

Gönderen
çilek
zaman:
11:21
4
yorum
Etiketler: 60 lar, Filiz Akın, Replik, Sadri Alışık
7 Kasım 2007
3 Kasım 2007
Çocuk Yıldızlar
Dün akşam NTV'de Demet Akbağ ve Kadir Çöpdemir'in birlikte sundukları Hiç Bunları Kendine Dert Etmeye Değer Mi programında konu dünün ve bugünün çocuk yıldızları idi. Konuklardan biri Parla Şenol'du ve öyle bir küçük anekdot aktardı ki, benim çok hoşuma gitti, müthiş sevimli bişey. Sizinle de paylaşmak istedim ki bu anekdot kaybolmasın, anlatılsın gülelim hep.
Bu vesile ile ben dünün çocuk yıldızlarından bir geçit resmi yapayım istedim. Neredeyse tamamı annesi veya babası , eniştesi, dayısı sinemacı olan kişilerin çocukları. İyi seyirler ...
Benim en sevdiğim çocuk yıldızlardan biri. Kazma dişler ve güzel bir çocuk sesi. Onun da babası sinemayla yakından ilgili biri. Yapımcı Ümit Utku. Çok az sayıda filmi olan Afacan bir soluk verip gitmiştir yeşilçamdan. Ben daha sonraları araba yarışcısı olduğunu duymuştum, özel zevki imiş :)
