Ardından Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş kendisine İstanbul'dan bahseden kalınca bir kitap hediye etti ki içinde ona ayrılmış özel bir bölüm vardı. Sultanım ona da teşekkür etti. Sonra sergiyi başkan eşliğinde gezmeye başladılar. Ben de onu uzaktan uzağa incelemeye.
(Sergi için bastırılan rehber kitapçığı imzalatmaya çalışırken)
Ben ardında, benim ardımda da fotoğraf çekmeye çabalayan arkadaşım Havva :) Baktık olacak gibi değil, kostümleri incelemeye başladık. Kendimi sınadım orada. Şu kıyafet şu filmden dedim hepsini bildim. Siyah beyaz dönemden kalma olanları çıkarmakta zorluk çektim. Misal Vesikalı Yarim filminde giydiği sabahlığı tanıyamadım. Pazenden, siyah üzerine yeşil sarı motifleri olan bir giysiymiş.
Kostümlerin bir çoğunda hangi yılın hangi filminden olduğu bilgisi eksikti maalesef. Dikkatimi çeken bir şey de o muhteşem gözüken kıyafetlerin kumaşlarının cinsi oldu. Hani naylon karışımı, hiç ter çekmeyen , ucuz kumaşlar olur ya... veya bazısı da penyeden (Misal "Seni Kalbime Gömdüm" filmindeki yeşil pardesü trençkot gibi gözüküyor ama penye). Boncuk işlemeli kıyafetleirn hepsi çok çok güzel, müthiş bir işçilik var üzerlerinde. Filmlerde giydiği kostümleri Sultan'ın kendisinin tasarladığı veya gidip kendisinin beğenip aldığını düşünürsek ben zevki karşısında şapka çıkarıyorum.
Bir de takılarını sergiliyorlardı. Hep sallantılı, taşlı küpeler. Zincirli mini çantalar. Bizim dore, lame olarak gördüğümüz o çantalar da naylondan mesela.
Yıllar var ki tafta görmemiştim, Tatlı Betüş dizisinden kalma tafta tuvaletler de çok şıktı.
Gelen misafirler içinde Selim İleri, Atilla Dorsay ve Murathan Mungan hemen dikkatimi çekti. Üçü de Sultanın yakın arkadaşları ve üçü de Sultan için mutlaka birşeyler üretmiş insanlar. Bu gecede de onu yalnız bırakmamışlardı.
Safa Önal'ı da gördüm ve kendisine teşekkür ettim; çocukluğumdan itibaren üzerimde iz bırakan filmleri için, beni mutlu ettiği için.
Metres'de giydiği yeşil kıyafet, Gelin Çiçeği filmindeki kırmızı üzerine yeşil yıldızlı kıyafet, Vukuat Var'daki açık mavi tek parça elbise, Güllü'nün keşanı, Asya'nın yazması... Evet hepsini tek tek yakından gördüm. Sevindim sevindim sevindim :)
Sergi için hazırlanan kalınca rehberin içinde de hata yapılmış gözümden kaçmadı. Baraj filmine ait olması gereken afiş Hazal filmine ait.
Ben her bir kıyafetin yanında fotoğraf çektirdim !Zaten hikayemiz de "Görmemişin biri bi gün sergiye gitmiş ..." diye başlıyordu.
Sergiden fotoğraflar için Hürriyet arşivine tıklayabilirsiniz
2 yorum:
elden ne gelir kıskandım doğrusu pufff :(
hayranım kendisine..
Bence gelmiş geçmiş en güzel yıldız.
Hiç unutamam (Çünkü çok seyrettim) Selvi boylum al yazmalım filmini.
Orada olmayı çok isterdim.
Sevgiler...
Yorum Gönder