11 Aralık 2007

Adile Teyze'mi Özlerken


Adile Naşit'in; Adiloş Teyzemin bugün 20. ölüm yıl dönümü. Dünden beri yüzüyle, sesiyle, hali tavrıyla, gülüşüyle, kahkahasıyla karşımda canlıymışcasına duruyor. Belki bişeyler yazmak istememden.
Yol boyu düşündüm bugün işe gelirken. Elimde daha evvelce okumuş olduğum Komik-i Şehir Naşit Bey Ve Çocukları kitabı vardı. Tekrar tekrar kitaptaki fotoğraflara baktım uzun uzun. Adiloş Teyzemin çocukluk, ilk gençlik, gençlik ve olgunluk hali adeta resm-i geçit yapar gibi. İlk gördüğümde de aklımdan geçen şeyi bir kere daha tekrarladım kendime; Adile Teyzem de bir zamanlar çocuktu, genç kızdı, genç bir anneydi... Oysa ki bize hep nasıl gelir, sanki hep teyzeymiş gibi. Adile Teyze değil, Adile'ydi.

Ahmetciği ile birlikte çekilmiş iki fotoğraf var kitapta. Kendisinin otuzlu yaşlarındaki hali; saçları gür, dalgalı... Sarılmış Ahmeti'ine. Parmakları arasında bir sigara. Her iki fotoğrafta da dikkatimi çeken saçları ve sigarası...

Hey gidi Adile Teyzem... Aradan yirmi yıl geçmiş ama sen halâ içimde kanlı canlısın. Aradan yirmi yıl geçmiş şimdi, senin fotoğraftaki halin gibiyim. Seni halâ çok özlüyor ve seviyorum, sen de o fotoğrafları çektirdiğinde birilerini özlüyor ve seviyor muydun kimbilir...

Seni zamanında üzenler , senden sorgusuz sualsiz Kuzucuklarını alanlar bugün senin için anma programları da yaparlar... Hem de hiç utanmadan. Ben onları boşverdim . Nasıl hareket ederlerse kendileri de bir gün o davranışın aynısını görürler elbet.

Seni tanımayan kuzucuklarının yaşı bugün yirmi oldu. Seni tanıttığım iki kuzun da beş ve sekiz yaşındalar... Dilerim kendi doğumgünün olan 16 Haziran'da kaybettiğin Ahmetciğine kavuştun veya kavuşursun... Öpüyorum yanaklarından Adiloş Teyzem...

Hiç yorum yok: